thomas more

ingiliz yazar, devlet adamı ve hukukçu. ütopya yazdığı eserler arasında en ünlüsüdür. mülkiyet hakkına karşıdır. mutlak monarşiyi savunur. kendisi doğal hukukçudur.

uçkuruna düşkün henry the eight tarafından kellesi alınan düşünür, yazar ve siyasetçi.

ütopya'yı yazmıştır. 1400'lü yılların ikinci yarısında ingiltere'de kendisini hissettiren sanayileşme hareketinin halkı yozlaştırmaya başlaması üzerine ve kralın fevri hareketlerine tepki olarak yazmıştır. düşüncelerini kısaltmak gerekirse; krallar, din, ahlak veya akıl dinlemezler. kan dökmekten çekinmez, otoritelerini halkın yoksulluğu üzerine kurarlar der. kral olmalı ama halkın yararına hareket etmeli fikri vardır çünkü toplumsal eşitsizliğin sebebini, kral ve soyluların lüks ve para hırsına bağlar. özel mülkiyetin kaldırılması gerektiğini savunmuştur. marx, more'den etkilenmiştir.

"bütün evrende her şeyin yaratıcısı ve efendisi olan bir tanrı vardır... i̇nsan topluluğunun en iyi yönetim biçimi de tek bir kişi tarafından yönetilenidir." (prenslik yönetimi üstüne) "kralın halkını mümkün olduğunca fakir bırakması gerekir. zira kendi güvenliği halkını zenginlik ve özgürlükten uzak tutmasına bağlıdır." "bütün zenginliğin bir avuç açgözlü insanın elinde bulunduğu ve çoğunluğun sefalet içinde yaşadığı bir toplumda kimse mutlu olamaz." "çıkmama yardım ediniz, inerken nasıl olsa yalnız kalacağım." (idam sehpasına çıkarken cellada son sözleri)

(bkz: a man for all seasons) filminde anlatılan adam.

"çiğnenip geçilir kralların çizdiği tüm sınırlar, krallar ölür ütopyalar değil."

“ve her dolunayda seni bekleyeceğim”

ingilizler'in ilk sosyalisti, katolik olmasına rağmen ingiliz halkının halen daha sevdiği, saydığı adam. kendisini ingiltere kilisesinin başı sayan viii. henry'yi formalite icabı da olsa kilisenin başı olarak saymayı reddettiği için vatana ihanetle suçlanıp idam edilmiştir. döneminde, ki ölümünün üzerinden geçen yüzlerce yıla rağmen halen daha sevilmeye devam etmiştir, dürüstlüğü, doğruluğu, şaşmaz adaleti ile halk tarafından o kadar çok sevilmiştir ki, kral onun kendisini kilisenin başı saydığını halkın önünde söylemesini, böylece halktan alacağı desteği garantilemeyi istemiştir. thomas more, bu konu hakkında olumlu olumsuz hiçbir şekilde yorum yapmasa da sessizliği dahi halk tarafından büyük bir tepki olarak algılanmıştır. bu nedenle önce aylarca hapis yatmış, ardından kafası kesilerek idam edilmiştir. her ne kadar katolik uğruna öldüğü söylense de thomas more aslında düşünce özgürlüğünü, kral istiyor diye formaliteden bile olsa inanmadığı bir inancı savunmak istemediğinden vicdan özgürlüğünü savunduğu için öldü. fikirlerim ve değerlerim olmadan yaşamamın da bir anlamı yok dediği için öldü. belki de uğrunda ölünmesi gereken en önemli gerekçeler nedeniyle hayata gözlerini yumdu. döneminin çok ötesinde fikirleri olan, düşünce ve vicdan özgürlüğünü savunan, monarşi yanlısı olsa da bir kralın halkı için yaşaması ve ülkeleri fethetmek yerine tek gayesinin halkının refahını ve zenginliğini sağlaması gerektiğini savunan, mülkiyet kavramına karşı çıkan, soyluları tembel ve gereksiz bir sınıf olarak gören, adaleti ve dürüstlüğü ile nam salmış bir devlet adamı, yazar, filozof, hukukçu ve bir rönesans hümanistidir.